DİĞER
Oradalar II / İpek Yücesoy, Cyclope / Carlos Casas
“Neden Bach bu denli önemli? İskender Savaşır’ın ifadesiyle, ‘Çünkü Bach’ın neredeyse her eseri, tek ve kişisel bir üslubun tezahürü değil, belirli bir alanda, uzun bir gelenek boyunca denenmiş bütün üslupların, araştırmaların, teknik olanakların kendine özgü ve emsalsiz bir sentezi.’”
"Pınar Kür’ün gözünden bir yakın tarih kitabı okuyacaksınız aslına bakarsanız. Kitapta Pınar Kür’ün eserlerinden yapılan alıntılar da eserlerindeki otobiyografik öğeler üzerinden onu hem Türk edebiyatının hem de kendi hayatlarımızın içinde konumlandırmak için birebir."
Okullarda zorunlu okutulan, ödev olarak verilen ve sınava konu olan kitaplar, çocukları okumaya yönlendiriyor mu? Yoksa, tam tersine bir etkisi mi var? Kendisi de hâlâ zorunlu tutulan kitapları okumaya devam eden lise öğrencisi yazarımız Zeynep Berru Köksal, konuyu kendinden küçük öğrencilere sordu... Zeynep, Dila, Canan ve Şirin’in bu konuda ne düşündüklerini tahmin etmek zor değil; ama röportajların asıl önemi, olayın boyutlarını birinci elden ortaya koymaları.
Yarın Yarın, yayımlandığı tarihte çok ilgi görmesi bir yana, cinsellikle ilgili içeriğine yönelik ithamların aksine ne Seyda’nın ne de Aysel Alsan’ın cinsel özgürleşmesi, bu anlamda bir aydınlanma yaşamasına dair bir şey söyler
Avrupalı gezginlerin İstanbul hakkında yazdıkları ve postkolonyal söylemdeki “bakış” (gaze) meselesi bir kenarda duracak olursa, Goytisolo’nun Avrupalı bir yazar olarak şehre yaklaşımının biraz farklı olduğunu görüyoruz
İpek Hüner Cora: Kadının görünürlüğü çok sınıfsal bir mesele...
Eşine az rastlanır türden edebî-felsefî bir özelliği var Kırmızı Top’un. Hikâyeciliği anlatma ve kurgulamanın ötesinde, ölçülü bir kavramsallıkla da dokuyor Mehmet Barış Albayrak
Ebru Askan: Yazıyı birilerine ışık tutmak, bildiğim bir sırrı paylaşmak, toplumsal bir meseleyi unutturmamak yahut derdinden kederinden öldüğüm bir olayı-yaşantıyı anlatmak için kullanmıyorum...
Ersan Üldes'in Hindi'nin Ruhu romanı, kurmacada yazarın sesi meselesi üzerine düşünmek için hayli bereketlidir. Modern romanda doğrudan müdahale ayrıcalığını kaybetmiş ve kendini silmiş yazar burada üst anlatıcılar aracılığıyla kendini hatırlatır
Nazlı Karabıyıkoğlu: Bütün kadın olarak yazanların üzeri tozlu. Hâlâ yazan bir kadın var olabilmek için aynı zor süreçleri geçirmek durumunda. Var olabilmek için savaş vermek durumunda
Mine Soysal: Biz küçüklerini konuşturmayı sevmeyen bir toplumuz. Biz onların bizim yetişkin dünyanın hoşuna gidecek kadar konuşmasını isteriz...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.